MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, “TEKNOFEST, gençlerimize ‘Biz de başarabiliriz’ kültürünü ve özgüvenini aşılamakta, geleceğe umutla bakmalarını ve hayallerini gerçekleştirmelerini sağlamaktadır.” dedi.
MHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.
MHP Konya Milletvekili Kalaycı, 2024 yılı bütçe teklifinde Cumhurbaşkanlığına 12 milyar 283 milyon lira ödenek öngörüldüğünü, bunun 4 milyar 335 milyon lirasının Barışı Destekleme ve Koruma Harekatı giderleri için ilgili kurumlara aktarılmak üzere ayrıldığını belirtti.
E-Devlet’e yeni hizmetlerin dahil edildiğini, hizmetlerin bütünleşik bir yaklaşımla sunumunun ön plana çıkarıldığını ifade eden Kalaycı, Avrupa Komisyonu 2023 Yılı e-Devlet Kıyaslama Raporu’nda, Türkiye’nin 35 ülke arasında ilk kez 10’uncu sırada yer aldığını kaydetti.
Dijital ekonominin, yaygın ve etkin olduğu alanlardaki güvenlik endişelerini bertaraf ederek, Türkiye’ye önemli fırsatlar sunacağını dile getiren Kalaycı, bu amaçla dijitalleşmeye uygun araç, yöntem ve mevzuatın günün şartlarına göre düzenlenmesinin önemli olduğunu anlattı.
Mustafa Kalaycı, yeşil üretim stratejisinin, hem ekolojik dengenin sağlanması hem de sürdürülebilir bir ihracat hedefi için öncelikli konulardan biri olduğuna işaret ederek, “İklim değişikliğine uyum politikaları kapsamında tarım, orman, su, gıda gibi konulara ilişkin tedbirlerin yanında ekonomik ve ticari hayat, uluslararası ilişkiler ve hukuk alanlarını da kapsayan uyum düzenlemelerinin yapılmasını, yeterli kurumsal kapasitenin oluşturulmasını gerekli görüyoruz.” diye konuştu.
Ekonomide bağımsızlığı, teknoloji yoğun ve katma değeri yüksek yerli ve milli üretimi artırmayı sağlamak amacıyla başlatılan milli teknoloji hamlesine çok önem verdiklerini vurgulayan Kalaycı, “Tam bağımsız güçlü Türkiye ülküsüyle milli teknoloji hamlesi yolculuğuna devam eden TEKNOFEST, gençlerimize ‘Biz de başarabiliriz’ kültürünü ve öz güvenini aşılamakta, geleceğe umutla bakmalarını ve hayallerini gerçekleştirmelerini sağlamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kalaycı, TEKNOFEST’in, savunma, havacılık ve uzay alanında teknoloji endüstri bölgesine sahip ve savunma sanayisi üssü olma yolunda ilerleyen Konya’ya da yakışacağını ifade etti.
“Türk istihbaratı aleyhine videolar servis ediyorlar”
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, son yıllarda gerçekleştirilen yasal düzenlemeler sayesinde Milli Güvenlik Kurulunun, “sivil yönetimin üzerinde sallanan Demokles’in kılıcı olmaktan çıktığını” söyledi.
Milli Güvenlik Kurulunun, güvenlik bürokrasisiyle seçilmiş iradenin bir arada karar verebildiği, Türkiye’ye yönelik potansiyel saldırıları önlemeye odaklanan bir yapıya dönüştüğünü aktaran Osmanağaoğlu, “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, milli iradeye pusu kuranlar için savunma mevzisi olmaktan çıkmıştır, artık milletin güvenliğiyle alakalı politikalar üreten ve çözümler düzenleyen bir koordinasyon merkezi haline gelmiştir. Bu hayırlı dönüşüm, Türk demokrasisi açısından yüz ağartıcıdır.” görüşünü paylaştı.
Osmanağaoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatının yükünün ağır, üstlendiği vazifenin son derece çetin olduğunu belirterek, “Suriye’nin kuzeyinde, boyunlarında sahiplerinin tasması, tatlı hülyalara dalan hainlere bu kürsüden sesleniyorum: Türk’ün kulakları sağır eden ihtişamıyla kabusu yaşamaya devam edeceksiniz. Kandil’deki inlerinde masum kanı dökmek için fırsat kollayan hayasız sapkınlara sesleniyorum: Türk ordusunun sizler için hazırladığı küçük sürprizlerle son nefesinizi vermeye devam edeceksiniz.” ifadesini kullandı.
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından, hudutlar dışında nokta atışı operasyonlarla terör örgütlerinin kilit isimlerinin etkisiz hale getirildiğini anlatan Osmanağaoğlu, “Bazı Avrupa ülkeleri tarafından kirli bilgilerle beslenen unsurlar, Türk istihbaratı aleyhine videolar servis etmektedir. Bu yürütülen tiyatroda, firari FETÖ’cülerden tescilli kriminallere kadar pek çok figüran da rol almaktadır. Türkiye’de bazı kimseler de maalesef, bu operasyona aparat olma gafletine düşmektedir.” dedi.
“İnsan, Kur’an’ı 5 yaşında öğrenmelidir, 85 yaşında değil”
MHP Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, Karabağ konusunda Azerbaycan-Türkiye ittifakının sonucunda Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulduğunu anımsattı.
Yıldırım, 300 milyonluk bir nüfus, 4,5 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada Türk Birliği kurulduğunu vurgulayarak, “Bu, ümmetin birliğine atılan bir adımdır; bu, İslam’ın birleşmesi hususunda yapılan en önemli çalışmadır, Allah sonunu hayretsin. Bu, 2040 vizyonuyla birlikte hayata geçecektir, yaşayan görecektir.” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan, 4-6 yaş arası çocuklara yönelik, Kur’an-ı Kerim kurslarına değinen Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bununla ilgili çok menfi tavırlar koyanlar oldu, infialler oldu. Bunlar devam etsin, devam edecek. En güzel yapılan icraatlardan biri 4-6 yaş arası Kur’an kurslarıdır. İnsan, Kur’an’ı 5 yaşında öğrenmelidir, 85 yaşında değil. Hayata başlarken Allah’ın kelamını, emrini, yasağını ve müsaadesini bilmek lazım. Bu yönden Sayın Diyanet İşleri Başkanımızı ve yetkililerini tebrik ediyorum. Tepki elbette olacaktır. Türkiye’de din düşmanlığı yoktur, İslam düşmanlığı vardır. Her hususta İslam’a dil uzatmadan ilk fırsatta Diyanet’e saldırılır. Biz, dinimizin, Diyanet İşlerimizin, müftümüzün, imamımızın, müezzinimizin yanındayız. Bir adım geri atmayız, esnemeyiz, kim gelirse gelsin biz onların yanındayız; bunu da hiç kimse unutmasın.”
Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin sorunlarına ilişkin de Yıldırım, vekil imamlar ile fahri Kur’an kursu öğreticilerinin sorunlarının çözülmesini istedi.
MHP’li Yıldırım, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının önemine de işaret ederek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Hacı Bektaş’taki 6 dönüm arazisini cemevi yapmak üzere, Horasan Erenleri Dernekler Federasyonuna hibe ettiğini hatırlattı.
“Belirli şartları sağlayan gazeteciler yeşil pasaport alabilme imkanına kavuşmalı”
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, kurumlar arası ilişkiyle beraber devlet ile toplum ve devletler arası ilişkinin sağlıklı bir zeminde yürüyebilmesi için güçlü ve işlevsel bir iletişim stratejisine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, kurulduğu günden bu yana önemli sorumlulukları yerine getirdiğini anlatan Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuruluşundan beri en güzide devlet kurumları arasında yer alan Başkanlığın sadece mevzuatlara hakim bir unsur olması değil, teknik düzeyde en ileri seviyede bilgi toplama, analiz etme, değerlendirme ve politika üretme gibi alanlarda da yetişmiş personel katkısıyla çalışmalarına devam etmesi elzemdir. Bu kapsamda sosyoloji, felsefe, tarih, gazetecilik, ilahiyat gibi geniş bir yetkinlik kadrosunu bünyesinde barındıran İletişim Başkanlığı, her an dinamik olan bir anlayış ve eylem haliyle faaliyetlerine devam etmektedir. Milli güvenliğimizin ve toplumsal huzurumuzun korunmasında önemli vazifeler üstlenmenin yanında Türkiye’nin uluslararası imajının korunması ve geliştirilmesi hususunda da İletişim Başkanlığının başarılı çalışmaları vardır.”
Özdemir, son zamanlarda Türkiye aleyhinde dezenformasyon faaliyetlerinin dikkat çekici şekilde arttığına işaret ederek, “Yalan, yanlış, yanıltıcı ve yönlendirici haberlerle Türkiye, uluslararası medya organları, düşünce kuruluşları ve terör örgütleri tarafından karalanmaya çalışılmaktadır. Türkiye’nin attığı adımların dış müdahalelere ve manipülasyonlara açık hale gelmemesi, dünya kamuoyuna Türkiye’nin tezlerinin en doğru ve hızlı şekilde anlatılabilmesi için İletişim Başkanlığının teknolojik, fiziki ve insan gücünün güçlendirilerek ilgili kurumlarla yetki çatışması oluşmayacak bir eş güdüm içerisinde faaliyetlerinin sürdürülmesi sağlanmalıdır.” ifadesini kullandı.
Basın yayın kuruluşlarının sorunlarının çözülmesinin, demokrasi açısından önem arz ettiğini dile getiren Özdemir, özellikle yerel medyanın son dönemlerde yaşadığı zorluklar ve diğer sıkıntılar üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini söyledi. Özdemir, şöyle devam etti:
“Yerel medyaya uygun koşullarda kredi desteği verilmesi, desteğin teknolojik gelişimi ve yatırım ihtiyaçları göz önüne alınarak uzun vadeli olması ve sektörde istihdamı desteklemesi önemli olacaktır. Özellikle reklamlar ile resmi ilanlara uygulanan vergilemede, gazete kağıdı, gazete mürekkebi ve kalıp gibi ürünlerin gümrük vergilerinde gazetelere kolaylıklar getirilmesi, özgür basın anlayışına katkı sağlayacaktır. Anadolu medyasının, basın ahlakına sahip, tarafsızlık ilkesine bağlı ve objektif şekilde faaliyetlerini sürdürebilmesi için özel destek programları uygulamaya konulmalı, yerel medyaya kamu reklamlarından daha fazla pay verilmelidir.”
İsmail Özdemir, medya mensuplarının, başta FETÖ olmak üzere Türkiye karşıtı faaliyet yürüten çevrelere yönelik medya diplomasisine katkı sağlamada üstlendiği veya üstlenebileceği destekler göz önüne alındığında, belirli şartları sağlayan gazetecilerin yeşil pasaport alma imkanına bir an önce kavuşmaları gerektiğini de belirtti.
İnternet gazeteciliğinin yaygınlaştığına dikkati çeken Özdemir, bu alanda gerekli ve yeterli hukuki düzenlemelerin hayata geçirilmesinin önemini vurguladı.