Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi’nin dünyanın ilk dergi müzesi sıfatıyla Ankara’nın kültür ve sanat hayatına değer katacağını söyledi.
Ersoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla düzenlenen Sebilürreşad Kültür ve Sanat Merkezi Açılış Programı’ndaki konuşmasına, İstiklal Marşı’nın kabulünün 103. yıl dönümü vesilesiyle büyük şair ve yazar, fikir ve mücadele insanı Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve saygıyla anarak başladı.
Dünyanın ilk dergi müzesinin açılışını yaptıklarını, bu müzeye adını veren Sebilürreşad dergisinin aslında Sırat-ı Müstakim adıyla 1908’de yayın hayatına başladığını belirten Ersoy, yaşanan birtakım badirelerin, kısa süreli kapanıp sonra yeniden açılmasının ardından 1912’de 183. sayısıyla adının Sebilürreşad olarak değiştiğini ifade etti.
Derginin İstanbul’da başlayan yayın hayatının Mehmet Akif’in Milli Mücadele’yi desteklemek üzere Anadolu’ya geçmesiyle Ankara’da devam ettiğini belirten Ersoy, şöyle konuştu:
“Bu derginin fikir babasının Mehmet Akif Ersoy olması ve İstiklal Marşı’mızın ilk kez bu sayfalarda yayınlanmış olması müzemizin muhafaza ettiği tarihi anlamamız, değerine hakkıyla vakıf olmamız açısından önemli. Sebilürreşad’ın sayfaları Osmanlı İmparatorluğu’nun yaklaşık son 15 yılının, Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinin ve Cumhuriyet’imizin doğuşunun adeta güncesi olmuştur. Mehmet Akif Ersoy ve Eşref Edip Fergan’dan Mehmet Şemsettin Günaltay, Yusuf Akçura ve Ahmet Hamdi Aksekili’ye kadar o yılların en değerli kalemleri, 20. yüzyılı şekillendiren günlere dair yaşanmışlıkları, düşünceleri, gelişmeleri ve değişimleri sayfa sayfa tarihe not düşmüşlerdir.”
“Herkesi müzemize davet ediyorum”
İstiklal Marşı’nın yanı sıra Safahat’ın sayfalarının da önce burada dolmaya, o ölümsüz eserin bu derginin sayfalarında doğup, olgunlaşmaya başladığına işaret eden Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mehmet Akif’in kalemine, düşünce dünyasına, mücadelesine erken dönemlerden itibaren vakıf olmak, onunla birlikte, ifade ettiğim gibi tarihin en önemli dönüm noktalarının yaşandığı bir dönemde, Anadolu’nun sesi olan mücadele insanlarına kulak vermek isteyen herkesi müzemize davet ediyorum. Uzun yıllar sinema olarak hizmet veren bu tarihi mekan İstiklal Marşı’mızın kabulünün 103. yıl dönümü olan bugünden itibaren, dünyanın ilk dergi müzesi sıfatıyla Ankara’nın kültür ve sanat hayatına değer katacaktır.”
“Özel müzelerimizin uluslararası başarıları mutluluk vesilesidir”
Ersoy, geçmişi muhafaza eden kurumsal yapılardan biri olan müzelere özen ve hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, bakanlık olarak müzecilikte ciddi adımlar attıklarını, teknoloji kullanımını yeni bir seviyeye çıkararak, ziyaretçisinin iletişim kurabildiği, deneyimleyebildiği, öznesi olabildiği yaşam alanları inşa ettiklerini söyledi.
Ersoy, bakanlık müzeleri ile özel müzeler arasında imzalanan protokollerle bugüne kadar 38 müzenin envanterinden toplam 5 bin 57 eserin, 29 özel müzeye 1 ila 5 yıl arasında değişen sürelerle sergilenmek üzere ödünç verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu işbirliğinin sonuçlarını da en güzel şekilde aldık, almaya devam ediyoruz. Özellikle son 3 yılda rekor bir artış gösteren ve bugün itibarıyla sayısı 403’e ulaşan özel müzelerimizin yakaladığı uluslararası başarılar bizler için büyük bir mutluluk vesilesidir. Bugünden sonra da işbirliği içinde müzecilikte çıtayı yükseltmeyi sürdüreceğiz.”
Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, kültür sanat hayatına değer katan eserlerin, kurumların ve hizmetlerin fikir aşamasından açılışına kadar, her süreçte daima ilgi ve destekleriyle yanlarında oldukları için şükranlarını sunarak, Sebilürreşad Dergisi Müzesi’nin hayırlı olmasını diledi.
“Burası bir fikir ve düşünce atölyesi”
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Ersoy Argon da ailesi adına yaptığı konuşmada, Sebilürreşad dergisinin bir fikir ve düşünce atölyesi olduğunu vurguladı.
Dedesi Akif’in şiirlerine verdiği ruhun, 5 bin yıllık kadim bir geleneği yansıttığını dile getiren Argon, Mehmet Akif’in ailesi olarak son 17 yıldır Anadolu başta olmak üzere, Avrupa’da, Asya’da, Balkanlar’da yüzlerce programda binlerce gençle bir araya geldiğini aktardı.
“Ailesinin neden son 17 yıldır kamuoyuna sesini duyurduğuna” ilişkin sorular aldığını belirten Argon, şöyle konuştu:
“Şu cevabı veriyoruz: Sessizlik bize dedemden mirastır. Dedem Mehmet Akif, ‘Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir’ diyerek, sessiz bir çığlığın sahibi olmuştur. Bu çığlık bize miras kalmıştır. Ancak son 17 yıldır ülkemizin siyasi iklimi, uluslararası diplomasi, ülkemize yapılan saldırılar ve Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde verilen mücadeleyi görünce bu sessizliğimizi bozarak meydana çıktık. Nasıl dedem, 1920’de Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan davet alarak Ankara’ya koştuysa, öncesinde verilen görevleri nedeniyle Necid Çöllerine, Halep’e, Şam’a gittiyse biz de vatanımız söz konusu olduğunda aynı eylemci ruhumuzla buna karşı harekete geçeriz.”
Argon, dedesinin şiirlerini yeniden en gür sesleriyle haykıracaklarını ifade ederek, “Bu iklimde Cumhurbaşkanı’mızın verdiği milli mücadeleye destek veriyoruz. Her zaman yanında olacağız. Bayrağımızı her zaman yükseklere çıkartacak gayretlerinin elbette yanında olacağız.” diye konuştu.