(ANKARA) – CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, şu anda Türkiye’ye sıcak para aktığını ve bunun göstermelik bir rezerv artışı olduğunu söyledi. Bakırlıoğlu, “Olası ani döviz hareketlenmeleri gelecekte şirketleri ciddi sıkıntıya sokabilir. Üretime dayalı olmayan, gelişi katma değere bağlı olmayan her döviz beşik gibi sallanan ekonomimize yeni bir yük olacaktır” dedi.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, son günlerde ülkeye giren sıcak para ve olası etkilerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Merkez Bankası anketinde 12 aylık dolar tahmininin bir önceki anket döneminde yüzde 44,16 iken, bu anket döneminde yüzde 43,64 olduğunu ve yıl sonu dolar/TL beklentisinin ise 38,78 TL seviyesine gerilediğini ifade eden Bakırlıoğlu “Son beş haftada Merkez Bankası 35 milyar dolar aldı. Şu anda rezervler dolmaya başladı. Türk lirası değerli ve faiz yüksek. Bu durum doğrudan yatırım için nazlanan yabancıların sıcak para ile gelişini hızlandırıyor. Bu süreçte şirketlerde döviz borçlanmaya başladı” dedi.
“Bu oran tefeci faizidir”
Bakırlıoğlu, 1 milyon doların bugün Türk lirasına çevrildiğinde 32 milyon lira ettiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
“32 milyon lira bir yıl vadeliye yüzde 55 faizle koyulduğunda bir sene sonunda yaklaşık 49 milyon lira oluyor. Merkez Bankası piyasa katılımcıları anketi 12 ay sonra doları 41,80 TL olarak tahmin ediyor. Bu tahmin doğru çıktığı takdirde 49 milyon TL bir yıl sonra dolara çevrildiğinde yaklaşık 1.2 milyon dolar yapıyor. Yani bir yıl içinde dolar bazında yüzde 20’ye yakın bir kazanç söz konusu. Eğer dolar kuru S&P raporundaki gibi yıl sonunda 32 lira olursa da sıcak paranın kazancı, altı ayda yüzde 25’i bulabilir. Oysa aynı kişi dolarını ABD Hazine tahviline yatırsaydı; kazancı en fazla yüzde 5,3 olacaktı. Bu oran tefeci faizidir.”
“Göstermelik rezerv ekonomimizi beşik gibi sallayacak”
Bakırlıoğlu, şu anda Türkiye’ye sıcak para aktığını ve bunun göstermelik bir rezerv artışı olduğunu söyleyerek, “Benzer bir durum daha önce de yaşanmıştı. Doğrudan sermaye ülkemizden kaçıyor ancak sıcak para girişi hızlanıyor. Kredi faizleri yüzde 60 – yüzde 70 bandında. Hal böyle olunca işletmeler yabancı para ile borçlanmaya başladılar. İlerleyen günlerde bu sıcak para akışı bozulduğunda şirketlerin döviz pozisyonlarında ciddi açıklar, bozulmalar söz konusu olabilir. Olası ani döviz hareketlenmeleri gelecekte şirketleri ciddi sıkıntıya sokabilir. Üretime dayalı olmayan, gelişi katma değere bağlı olmayan her döviz beşik gibi sallanan ekonomimize yeni bir yük olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Bu paranın bir de çıkışı var”
Şu an ülkenin kasasını ‘ödünç’ dolarla doldurulduğunu öne süren Bakırlıoğlu, “Şu anda mevduat faizleri yabancı yatırımcı için oldukça cazip olduğu için sıcak para, yurtdışından Türkiye’ye geliyor. Burada dolarını Türk lirasına çevirip, yüksek faizli ve düşük değerli tahvile parasını yatırıyor. Hikayenin iyi kısmı Merkez Bankası’nın kasasına dolar doldurması. Hikayenin kötü sonu ise havadan nem kapan yabancı sermayenin, kazancı yeterli bulup getirdikleri her bir milyar dolar için yanlarında bir milyar iki yüz milyon dolar ile yurt dışına çıkması. İşte hikayenin bizim için kötü olan kısmı burada başlayacak. Yüksek faizle ülkeye para çekerken; bu paranın çıkışını da unutmamak lazım” dedi.
“Asgari ücretl, emekli ve dar gelirli perişan”
Bakırlıoğlu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Enflasyonla mücadele için sadece faiz üzerinden bir çözüm üretirsek; 2025 sonuna kadar bütçede faiz giderleri tahminen milli gelirin yüzde 4,5’ine kadar çıkabilir. Katma değer üretmeyip; bir havuzdan diğer havuza para transferiyle ilerlemeye devam edersek yönetilmesi zor bir sıcak para stoğu ve artan döviz ihtiyacı ile mücadeleye etmeye yeniden başlarız. Şuandaki mevduat faizi yurtdışı yatırımcısı için çok cazipken; asgari ücretliyi, emekliyi, memuru ve dar gelirliyi perişan ediyor. Yurttaşlarımızın birikimi pul oluyor. Ülke piyasasını daha ne kadar yurtdışından medet umduğunuz döviz ile döndüreceksiniz?”